13 Mart 2012 Salı

Yeniden Burdayız

Çok uzun zaman oldu yine yazmayalı! Aylar geçmiş üzerinden… Yeniden sahalardayız, hem de bir çok konu ile.

Önce bizde ne var ne yok biraz ondan bahsedeyim:

Evde bir terrible two var. Hem de ağlarken kendini yerden yere atan bir terrible two bu! Anlayacağınız şu anda başımız ufak çapta dertte. İletişim konusunda son zamanlarda pek de yol alabildiğimizi söylemem imkansız. Yaşadığımız sıkıntıya bakalım Dr.Karp çare olabilecek mi!?! Bu günlerde kitabını okuyorum ve “yumurçak’ça”yı hayatımıza adapte etmeye çalışıyorum ama pek işe yaramıyor, en azından şimdilik diye umut ediyorum, zamanla işe yarayacak değil mi?!  Kriz anlarında ne mümkün “fast food” kuralı! Bakalım işler biraz daha iyiye giderse buradan da paylaşırım.

Bizim minik kaşif ile her geçen gün yeni şeyler keşfediyoruz. Ben onun gözlerinden bakıyorum (bakmaya çalışıyorum) her karşılaştığımız nesneye, canlıya, olaya… O kadar çok mucize var ki yeryüzünde ve biz insanoğlu o kadar da kanıksamışız ki bu muhteşem sistemi.
Bakıp da görmeyen gözlerim, duyup da işitmeyen kulaklarım şimdi kızımla yeniden görüp, duymaya başladı! Kısaca bu hayatta her an her şey, herkes birer öğretici oluyor bize! İşte kızım da bana şimdiden bir çok şeyi öğretmeye başladı bile!

Madem söz geldi öğretmeye, Montessori hakkında da biraz bahsedelim. Elimizden geldiğince, anladığımız kadarı ile günlük yaşamımıza uyarlıyoruz.Evimizde dur, yapma, dokunma, yasak, tehlikeli gibi ünlem içeren, uyarıcı sözcükler yok. Her şeye dokunup, elleyip keşfedebilir. Zaten onun için tehlike arz eden herhangi bir şey de yok ortalık da! Bu konuda da umarım yazarım.  Şimdi sözü daha fazla uzatmayayım ki tadı damağımda kalsın ve arayı fazla açmayayım…

Okurken çok keyif aldığım annevebebisi’nin bloğunda rastladığım bir yazıyı okumanızı şiddetle tavsiye ederim…